16 Aralık 2018 Pazar

GELENEKSEL VAN EVLERİ


   Van'ın merkez ilçelerinden Tuşba Belediyesi ve DAKA  ( Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı) işbirliği ile inşa edilen tarihi evler tamamlanarak ziyaretçilere açılmış. Soğuk, bulutlu, kapalı bir Aralık gününde, hafta sonunda gezme imkanını elde ettik.





19. yüzyıl mimarisi esas alınarak yapılan evler, geleneksel kültürü, yaşam biçimini yansıtması bakımından değer taşıyor. 4 adet yapılan evler Tuşba'nın Kalecik adlı mahallesinde ve Van Gölü'nü seyredebileceğiniz en güzel yerlerden birinde inşa edilmiş.


 
 Tarihi evlerin bulunduğu yerden şehrin manzarasını seyreylemek heyecan verici. Tam bir seyir tepesine dönüşen alandan  ufukla yeryüzünün adeta birleştiğine tanık oluyorsunuz.


12 Ağustos 2018 Pazar

ESKİ VAN- HÜSREV PAŞA CAMİİ


           

Restorasyon öncesi cami

Van'ın en önemli tarihi eserlerinden biridir Hüsrev Paşa Camii. Van'ın titizlikle korunması                  gereken tarihi-mimari değerlerinden olan cami eski Van adıyla bilinen bölgede, Van kalesinin hemen yanında, kalenin güneyindeki geniş düzlükte bulunmaktadır.
  • "Eski Van’da XVI. yüzyılda yapılmış cami, medrese ve türbeden oluşan külliye.I. Dünya Savaşı’ndan beri terkedilmiş olan eski Van’da bulunan ve halk arasında Kurşunlu Cami olarak anılan Hüsrev Paşa Camii, III. Murad döneminde orada bir süre beylerbeyilik yapan Hüsrev Paşa tarafından inşa ettirilmiştir. "


Cami ve içinde bulunduğu bölgenin tarihte aslında büyük bir yerleşim alanı  olduğunu girişte sizi bütün ihtişamı ve güzelliğiyle karşılayan kapıdan ve kapının her iki yanında uzayıp giden, ancak günümüze kadar çok azı kalabilmiş tarihi çevre duvarlarından anlaşılmaktadır. 


"Cami; medrese, türbe ve imaretten oluşan bir külliye. Cami giriş kapısı üzerindeki kitabesine göre, Van Beylerbeyi Köse Hüsrev Paşa tarafından 1567 tarihinde yaptırılmıştır. Mimar Sinan'ın eserleri arasında sayılmaktadır. "  

Cami dışında külliyeyi bütünleyen medrese, imarethane, sıbyan mektebi, han, hamam ve misafirhane ise tamamen yıkılmış.
  • "Caminin Yûsuf imzalı Farsça-Arapça kitâbesi 975 (1567-68) yılını verir."

  • "Caminin yanında bulunan türbede de 995 (1587) tarihi tespit edilmektedir. "

  • "1915’ten 1918’e kadar süren işgal sırasında yakılıp yıkılan Van’da tarihî şehir bütünüyle harap bir duruma düştüğünden yeni yerleşim evvelce bahçelerin bulunduğu 5 km. kadar geride yapılmıştır. Bu durumda eski şehir kendi haline kaldığı için buradaki bütün tarihî eserler harap olup yıkılmaya terkedilmiştir."
  • "Cami, bu bölgede çok kullanılan koyu ve açık iki ayrı renkte muntazam taşlardan inşa edilmiştir. Kare şeklindeki mekânı ve kasnağı takviye payandalı büyük bir kubbe örter. Kasnakta açılmış pencereler içeriye ışık verir. "
  • " Kalın gövdeli minare de eşit genişlikte şeritler halinde çift renkli taşlardan yapılmıştır. Minare oldukça yüksektir. "

  • "Anlaşıldığına göre XVI. yüzyıl Osmanlı mimarisinde oldukça yaygın cami avlusunu çeviren medrese odalarından oluşan plan düzenlemesine sahiptir. Vakfiyesinde on iki hücre ile bir dershaneden ibaret olduğu belirtilen yapıda  Uluçam  köşedekilerle birlikte toplam hücre sayısının on beş olduğunu bildirmektedir. "

    Son cemaat yerinin yapılan restorasyonla yeniden kazandırılan caminin avlusunda muhteşem,         zarif   bir de şadırvan bulunmaktadır. 




  • "Türbe. Caminin doğu tarafında bulunan ve kapının yanında kartuş içindeki kitâbeden Mardinli Şa‘bân b. Abdullah tarafından yapıldığı anlaşılan Hüsrev Paşa’nın türbesi sekizgen planlı kesme taştan bir binadır. Türbe kapısının diğer tarafında mimar kitâbesinin simetriğinde ise şu kitâbe yer alır: “el-Mü’minü hayyün fi’d-dâreyn” (Mümin iki dünyada da diridir). Üstü sivri külâhlı olan yapının içinde ise kubbe vardır. Türbe kapısı üstünde Türkçe kitâbesi yer almıştır. Her cephesinde dilimli boşaltma kemeri içinde bir penceresi bulunan bu küçük mimari eser genel görüntüsüyle yapıldığı yılların klasik Osmanlı-Türk mimari üslûbuna uymayan bir karaktere sahiptir."




   Caminin tarihi değeri olduğunu tahmin ettiğim, ahşaptan yapılmış, üzerinde çeşitli desenlerin bulunduğu harika, kibar bir minberi var.



   Aşağıdaki resimlerde caminin girişini, sadırvanını avlusunu son cemaat yerini görüyoruz.
 




 Caminin mihrabı ve iç mekanı size tarihi bir mabette  nefes aldığınızı hissettiriyor. 




   NOT: Tırnak işaretiyle belirlenmiş alıntılar http://www.islamansiklopedisi.info adresinden alınmıştır.



















7 Ağustos 2018 Salı

VAN'IN TARİHİ İLÇESİ-MURADİYE VE ŞELALESİ


         Muradiye Van'ın onbir ilçesinden biridir. İl merkezine uzaklığı 82 km' dir. Muradiye'yi turistler için ilgi çekici yapan  Bend-i Mahi şelalesidir. İlçenin en önemli doğal zenginliği olan şelalenin ziyaretçisi yaz kış eksik olmuyor. Şelaleler ilçenin en güzel mesire yeri aynı zamanda. 
ŞELALE

ŞELALE İLE İLGİLİ BİLGİLER 
 "İlçenin en önemli suyu, İlçeyi bir baştan öbür başa bölen 70 km. uzunluğundaki Muradiye ovasını sulayan bend- i mahi çayı ve buna bağlı irili ufaklı kolları ile Van Gölü'ne dökülen karasu çayıdır." (http://muradiye.bel.tr) 




    "Bend-i Mahi üzerinde görkemli  Muradiye Şelalesi, Muradiye ilçe sınırlarında yer alır.Adını Bağdat seferine çıkan Osmanlı Padişahı IV. Murat’tan almıştır. Tendürek Dağı’ndan beslenen Bend-i Mahi çayı üzerindedir. Şelalenin yüksekliği 50 metredir." ( http://muradiye.bel.tr) 




   Van'dan Muradiye'yi yaklaşık beş km geçtikten sonra sol tarafa yöneldiğinizde şelaleye kolayca ulaşabilirsiniz. Hafta sonu ziyaret ettiğimiz şelale ve çevresi oldukça kalabalıktı. Şelale bölgesi aynı zamanda çok güzel bir mesire alanı. Yaz aylarında yurt içinden ve dışından pek çok ziyaretçiyi ağırlıyor. Ailenizle hafta sonu tatilini geçirmek, piknik yapmak için doğal bir yer. Şelaleye Bend-i Mahi çayının üzerinde bulunan ahşap asma bir köprünün üzerinden geçerek ulaşabiliyorsunuz. 




                                                                ASMA KÖPRÜ    


 Asma köprü benim açımdan biraz hayal kırıklığı oldu. Çelik askılarla ahşaptan yapılmış ve oldukça dar. Köprü sanki sabit değil. Üzerine adım attığınız anda sallanmaya başlıyor, ayakta duramıyor ve hemen tutunma ihtiyacı hissediyorsunuz. Üzerinde aynı anda onlarca kişinin karşılıklı geçmeye çalışması tam bir korku filmi gibi. Doğru dürüst yürüyemiyor, denge sağlayamıyorsunuz. Karşınızdan gelenlere yol verme, yol bulma çabası içinde korku dolu anlar yaşayarak, sallana sallana ilerleyebiliyorsunuz. Verdiği korku açısından  adeta "sırat köprüsü..." Köprüyü geçmek neredeyse bir imtihan oluyor. Her yaştan insanın yaşayabileceği korkuyu hayal etmelisiniz. Doğrusu bu köprü bana hiç güven vermedi. Şelale bundan çok daha güzel ve sağlam bir köprüyü hak ediyor. 





     Köprüyü geçtikten sonra muhteşem şelaleyi görmek heyecan verici. Şelalenin dibine kadar inme imkânınız var. 




Çok kuvvetli bir su akıntısının meydana getirdiği coşkuya kapılıyorsunuz ve suyun döküldüğü noktadan ayrılmak istemiyorsunuz. Bütün bedeninizi saran serinlik sıcak havanın tüm bunaltıcı etkisini alıp götürüyor. Manzara doyumsuz. İnsanda sonsuzluk hissi uyandırıyor. Suyun kaynağını ve gücünü düşünmeden kendinizi alamıyorsunuz. 


Ayaklarınızla buz gibi suyun soğutucu hissini tecrübe edebilirsiniz. Şelale, çevresini de güzelleştirmiş. Çevre ağaçlarla dolu yemyeşil. Yakındaki ziyaretçileri  sorun etmezseniz suya yakın ağaçların altında piknik yapabilirsiniz. Asma köprünün her iki akasında daha geniş piknik alanları mevcut. Yemyeşil ağaçların içinden dökülen şelale aslında tam bir çağlayan. Yeşile, suya, coşku ve heyecana davet eden şelale her mevsim çok etkileyici, büyüleyici... 


ŞEYTAN KÖPRÜSÜ

Muradiye ile şelale arasında Bend-i Mahi çayının üstünde yer alır.  "Dar bir geçit olan Şeytan Köprüsü, ortalama 15,5 metre uzunluğunda, 3 metre genişliğinde ve yerden 17-18 metre yüksekliğindedir. " 
"19. yüzyılda inşa edilen köprü, çok dar inşa edildiğinden, insanların sık sık uçurumdan düşmesine sebep olmuş. Rivayete göre bir düğün alayının köprüden kanyona düşüp ölmesinden dolayı, bölge halkı arasında “Şeytan Köprüsü” adıyla anılmaya başlanmıştır.  Bend-i Mahi çayının üstünde bir kartal yuvasını andıran Şeytan Köprüsü, sahip olduğu doğal güzelliklerle Van’ın önemli  tarihi miraslarından biridir. " ( http://www.vankulturturizm.gov.tr/)







Zamanınız  varsa coşkuyla çağlayan şelaleyi, şeytan köprüsünü ve Bend-i Mahi köprüsünü de görmenizi tavsiye ederim. Ben Bend-i Mahi köprüsünü malesef atladım, üzgünüm. 




Kainatın her köşesinde, her varlığında, yaratıcının mükemmel gücünü ve cemalini müşahede etmek varlığımızı anlamlandırmamız için de bir fırsat. 
















6 Ağustos 2018 Pazartesi

VAN KEDİSİ- MAVİ-KEHRİBAR


      Van denince ilk akla gelen değerlerden  birisi de Van'ın meşhur kedisidir. Van kedisi Van'ın sembollerinden biridir. Bu kediyi diğerlerinden farklı yapan,  farklı renkte gözlere sahip olmasıdır.


VAN KEDİ EVİ
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi kampüsünde yer alan Kedi Evi'nde kedilerin üretimi ve koruması yapılmakta, ayrıca sahiplendirme işlemleri de gerçekleştirilmektedir.



 Van kedisinin belirgin bazı özellikleri var. Irk bakımından melezleşmeden saf kalabilmiş bir tür. Bir gözü mavi bir gözü kehribar sarısı;  her iki gözü mavi ve kehribar olanları da var. 


   Bembeyaz renkleri  onu diğer türlerden ayırt ediyor. Sempatik, cana yakın, sıcakkanlı, ilgiyi seven, sudan hoşlanan bir kedi. 

       
  Uluslararası güzellik yarışmalarında birincilik derecesi almış, çok tatlı sevecen bir tür. Neredeyse başlarından büyük pembemsi kulakları var. Yüzleri yuvarlak.


   İnce uzun bedene sahip bu kediler koruma altına alınarak hem türlerinin saflığı korunmuş  hem de neslinin  sürekliliği sağlanmış.


  Kafeslerde ve odalarda kocaman bir villada  koruma altına alınan yüzlerce bembeyaz tüy yumağını  bir arada görmek heyecan verici. İnsan hangi birine bakacağını bilemiyor.

     Elindeki çöpleri düşünmeden her yere atarak çevreyi  kirleten bizlerin son derece akıllı bir hayvan olan kedilerden de öğreneceğimiz şeyler var sanırım.  Kafeslerde bir köşede tuvalet ihtiyacı için ayrılan yerde tuvaletlerini yapıyorlar ve asla başka yerleri kirletmiyorlar. 



Kedi evinde kendi ellerinizle kedilere mama vererek onları besleme ve ücretini ödeyerek de onlara sahip olma imkanına sahip olabilirsiniz. 


   Kafeslerde sınırlı ve doğal olmayan ortamlarda tutulmaları her ne kadar beni üzse de, onları çok yakından görme, dokunma, sevme, besleme imkanlarına sahip olmak da çok ayrıcalıklı bir tecrübe. 
Hayvan sevgisini öğrenmenin ve yaşamanın unutulmaz yeri kedi evini ziyaret etmenizi  tavsiye ediyorum. 
     Bu arada kedileri görünce, Peygamber'imizden en çok hadis rivayet eden sahabelerden biri olan ve kedileri çok sevdiği için kendisine " Ebu Hureyre, Kedicik babası " lakabını verilen sahabeyi de hatırlamamak mümkün değil. Kediler bu sebeple de sevilmeyi hak ediyorlar.