Bu blogta Van'da yeni yaşamaya başlamış bir kişi olarak gezilerimi, gözlemlerimi, düşünce ve hislerimi sizlere anlatarak Van hakkındaki tecrübelerimi paylaşmak istiyorum. Van'ı gezmek ve görmek isteyenlerle, Van hakkında bilgi sahibi olmak isteyenlere de yardımcı olabileceğimi düşünüyorum.
Van hakkında resmi ve istatistiksel bilgiler dışında Van'ın daha çok tarihi, kültürel ve turistik yönleri üzerinde durmayı tercih ediyorum. Van'ı diğer şehirlerden, kültürlerden farklı kılan özellikleri dile getirmek istiyorum. Burada yazılan bilgilerin tamamen kişisel tecrübelere dayalı olduğunu da özellikle belirtmek isterim. Kısaca, "Benim gözümden Van" diyebileceğim bir çalışma, yansıtma olduğunu söylemeliyim.
Her şeyden önce kalenin konumu mükemmel seçilmiş. "Kale hemen Van Gölü'nün, Van'lıların deyişiyle Van Denizi'nin kıyısında. "Van il merkezinin sınırları içerisinde olup, merkeze 5
km mesafede bulunmaktadır."
Kale "Van ovasındaki doğu-batı doğrultusunda uzanan kaya kütlesi üzerine kurulmuştur". Böylece göl ve diğer yönlerden şehre yapılabilecek bütün giriş ve çıkışlarla saldırılar kontrol altına alınmış. Kale'nin zirvesinden gölün şehre bakan bütün kıyılarını görmek mümkün. Tarihte kalelerin yapılış amaçları düşünüldüğünde oldukça stratejik bir yere inşa edildiğini söylememiz gerekir.
"Tuşpa adıyla uzun süre
Urartu Devleti'nin başkentliğini yapan kale, Urartu kralı I. Sarduri tarafından
M.Ö. 840-825 tarihleri arasında kurulmuştur. "
Kale'de dikkatimi çeken şey, Osmanlı'dan kalma Süleyman Han Camii ve minaresinin bulunmasıdır. "Osmanlı
döneminde kale tamamen askeri amaçlı olarak kullanılmıştır. Asıl şehir kalenin
güneyinde kurulmuştur." Alıntılar: http://www.vankulturturizm.gov.tr

Kale'nin girişi ve çevresinde düzenlemeler yapılmış. Aracınızla şehrin merkezinden yaklaşık 15 dakikalık bir yolculukla kolayca ulaşmanız mümkün. Yazın yemyeşil bahçeler arasından kıvrılarak giden bir yolda çevreyi de görme imkanını yakalayabiliyorsunuz. Giriş kapısının tam karşısında yaklaşık iki-üç kilometrelik mesafede gölü de görebiliyorsunuz. Gölle aranızda uzanan yeşil bir düzlük mevcut.

Girişte hemen sağda yakın zamanda restore edilen tarihi klasik bir Van evini de görebilirsiniz. İki katlı toprak damlı ahşap ve kerpiç ev Anadolu'nun tarihi evlerini anımsatıyor. Giriş kapısının üstünde yer alan cumbasıyla tipik bir Anadolu evi.
Son yapılan restorasyon işlemiyle yoldan kalenin zirvesine kadar kıvrıla kıvrıla uzanan iki kişilik taştan patika yol mevcut. Çok dik bir yol olmasa da ara ara dinlenerek, fotoğraf çekerek ve güzel Van manzarasının tadını çıkararak zirveye doğru ilerleyebilirsiniz. Yolun her dönemecinde soluklanmanızı ve alabildiğine uzanan Van şehrinin değişik yönlerini görmenizi tavsiye ederim. Her duruşunuzda Van gölünün uçsuz bucaksız devasa bir deniz gibi görünen pırıltısını, ışıltısını seyretmek içinizde sonsuzluk ve dinginlik duygusu uyandıracaktır. Ancak sözünü ettiğim patika yolun özensiz bir şekilde, taşların rastgele yerleştirilmesi ve aralarının da çimento ile doldurularak oluşturulması yürüyüşü, tırmanışı ve inişi zorlaştırmakta, ayaklarınızı yormaktadır. Bu taş yolun yeniden doğal ve düzgün bir şekilde yapılması ziyaretçiler için büyük bir kolaylık olacaktır.
Kalenin yukarılarına doğru çıktıkça aşağıdan göründüğü gibi olmadığını anlıyorsunuz. Dağın çevresini, yamaçlarını ve zirvesini neredeyse tamamen kaplayan kalenin yalnızca çevre duvarlarının varlığını koruduğunu görmek biraz hayal kırıcı oldu. Kalenin içi, iç mekanlarının tamamen toprakla dolu.
Kalenin taştan yapılan çevre duvarlarının alt kısımlarında yer alan kayaların orijinal, sonradan yapılan üst kısımların restorasyon sırasında inşa edilen taşlar olması biraz yapaylık hissi uyandırıyor. Kalenin toprakla dolu iç bölgelerinin arkeolojik kazılarla ortaya çıkarılması gerekmektedir. Zirveye çıktığınızda bir kalenin zirvesinden çok bir dağın zirvesine çıktığınızı düşünüyorsunuz. Zirve tamamen elden geçirilmeli, toprak çıkarılmalı, çevre düzenlemesi yapılmalı, metruk ve bakımsız görüntü ortadan kaldırılmalıdır.
Van kalesi Van'ın en önemli simge mekanlarından biridir. Van'ın tarihini öğrenmek bakımından kale önemli bir eserdir. Mutlaka gezilmeli, görülmelidir. Kale aracılığıyla Van'a çok fazla yerli ve yabancı turist çekilebilir. Ancak bu haliyle biraz zor. Kale için daha çok şey yapılmalı, kale bütün unsurlarıyla ortaya çıkarılmalı, ilgi ve merak uyandırıcı bir yer haline getirilmelidir. Kalenin iç mekanlarında yapılacak çalışmalarla kalenin içi ziyaretçilerin daha çok zaman geçirebilecekleri bir yer haline dönüştürülebilir.
Kalenin hem yamaçları hem de zirvesi muhteşem bir şehir ve göl manzarası seyretmek için olağanüstü bir imkan sunmaktadır. Şehrin kuzey-güney, doğu-batı bütün yönlerini kuş bakışı görebilir, şehrin coğrafi yayılımını anlayabilirsiniz. Erek dağının ve ona bitişik dağların eteklerinden göle doğru yayılan şehir, göl ile dağlar arasına yerleşerek, gölün ve dağların sunduğu bütün iklimsel fırsatlardan yararlanmaktadır.
Kale için yapılacak daha çok şey olduğunu düşünüyorum.
Son bir serzeniş veya eleştiri kabilinden şunu da söylemek isterim. Kale girişinde kişi başı 5 lira olmak üzere bir ücret alınmaktadır. Bu ücretler neye göre ve niçin belirleniyor ve alınıyor merak ediyorum doğrusu. Zira içeride size beş liralık bir hizmet filan da verilmiyor. Daha çok ziyaretçi gelmesi istenen, beklenen bir yere giriş neden yüksek ücretli olur bunu da merak ediyorum. Bunlar hizmet odaklı, "misafir ağırlamayı" önceleyen uygulamalar değiller maalesef.